İnşaat Teknolojisi Alanına Hoş Geldiniz
                                                                              İNŞAAT TEKNOLOJİSİ  
Atatürk Köşesi
Meslek Seçimi
Alan ve dal seçimi
Verimli ders çalışma
ÖSS & ÖSYM
Sınavsız geçiş
3308 Meslek Eğitimi
Staj Bilgileri
İşletmeler
Öğrenci Kulüpleri
Kişisel gelişim
Makaleler

e- Okul Veli Bilgilendirme Sistemi

 e-Okul (MEB) Veli Bilgilendirme
MEZUNLARIMIZ
Mezun girişiMezun aramaİş arayanlarİş ilanı
İLETİŞİM
Görüşlerinizi yazınız Mesaj GirişiMesaj Okuma E-Posta
MULTİMEDYA
Resimleri izleyebilirsinizResim Galerisi
Videolarımızı izleyebilirsinizVideo Galerisi
Slayt Galerisi
Müzik dinleyebilirsinizMüzik Galerisi
LİNKLER

ARŞİV

Arşive kaldırılan bilgilere (daha önce Ana sayfada yayınlanan bilgilere) ulaşmak isterseniz buyurun  >>>>

BAŞARI ve İNANÇ

Her insan bu dünyaya belli bir kaderle gelir. Tamamlayacağı bir iş, vereceği bir mesaj, tatmin edeceği bir nokta vardır. Tesadüf eseri burada değilsiniz. Burada olmanın bir anlamı var. Var olmanın arkasında bir amaç var. Bütünlük senin üzerinden bir şeyler yapmayı arzuluyor.

Şimdi sizler çok etkilendiğim birisinden, Namık Ekin’den ve yaşadığı bir olaydan ayrıntılı şekilde bahsetmek istiyorum.

62 yaşındaki Namık Ekin, 1961’de Deniz Astsubay Okulu’nun bitirdikten sonra Deniz Kuvvetleri’nde Deniz Komando Öğretmen Astsubay olarak hocalık yaptı.

Türkiye ve ABD’de SAT kurslarında birincilikleri bulunan Ekin, 1976’da su altında 37 saat 6 dakikada 48 kilometre yüzerek dünya rekoru kırdı.

Akrobatik jimnastik, halter, pentatlon, judo ve karate gibi birçok spor dalında da dereceleri bulunan Ekin, son olarak 30 Ağustos 2003’de 48 kilometrelik Kilyos-Sarayburnu arasını sualtında 14 saat 24 dakikada yüzmüştür.

Namık Ekin bir gün omurilik felçlilerinin bulunduğu binanın önünden geçerken, onların hangi koşullarda yaşadıklarını merak etmiş ve hemen içeri girmiş; görmüş ki elini, kolunu yani hiçbirini oynatamayan insanlar ve onlara yardım için çabalayan, yemek yediren gönüllüler.

Dernek üyelerinden zaman zaman tekerlekli sandalye bile bulamadıklarını öğrenir ve Ekin onlara yardım etmeyi düşünür. Ve en iyi yardımın bağış toplamalarına yardımcı olacak hatta hızlandıracak bir yol olan medyada isimlerini duyurmak olduğunu saptar.

Bunun için de Ekin, dünya rekoru kıracak bir dalış yapmayı düşünür ve planlar. Bu dalıştan önce Ekin’in iki dünya rekoru vardır. Bu rekorların yanında omurilik felçlilerinin yararına üçüncüsünü de katmak istemektedir. Medyanın da katılacağı bir dalış yapmayı karar verir.

Ama dalış çok tehlikelidir ve dalış sonucunda belki de ölebilir.

KKTC için anlamı büyük olan 20 Temmuz’da Girne’ye ulaşmayı planlar Namık Ekin. Anamur’da denize girecektir ve


Scooter ve Scuba yardımı ile hiç su üstüne çıkmadan Girne’ye kadar yüzecektir.

Sabah erken dalışa geçecek olan Namık Ekin, her şey yolunda gitmesi durumunda 74 kilometrelik mesafeyi 26-30 saat arasında yüzüp, Girne’de su üstüne çıkacaktır.

Namık Ekin, bir hayli zor olacağını düşündüğü bu rekor denemesinde endişe duyduğu tek şeyin, su altında kaybolmak olduğunu söyler.

Su altında kalacağı sürenin sekiz saati gecedir. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı kendisine bir sahil muhafaza botu ve helikopter tahsis eder.

Rekor denemesi sırasında sık sık tüp değiştirip, yemek gibi ihtiyaçlarını karşılamak için 24 kişiden oluşan bir ekip de Namık Ekin’e yardımcı olmaktadır. Ekin, bu rekor denemesini aynı zamanda Türk-Yunan dostluğunu geliştirmek adına da gerçekleştirmektedir. Girne’de su yüzüne çıktığında Türkiye ve Yunanistan bayraklarını açmayı düşünür.

Rekorun 68 kilometre ile ABD’li eski bir komando olan Fred Baldazare’ye ait olduğu hatırlatan Namık Ekin şunları söyler “Baldazare, su yüzünden sarkıtılan hortumla bu rekoru kırdı. Ben tüple 74 kilometre yüzerek yeni rekoru kırmak istiyorum. Bu diğer rekortmenin tekniğine göre daha zor. Ben 18 saati geçtikten sonra açılıyorum, 37 saate kadar çıkabiliyorum. Tehlikesi fazla olan bir iş ama tecrübeme güveniyorum.”

Rekoru gerçekleştirir ve kırar. Bu başarısından sonra verdiği bir röportajda sunucu Ekin’e “Sonuçta belki ölebilirdiniz, hiç korkup durmak istemediniz mi?” diye bir soru sorar.

Namık Ekin’in verdiği cevap, iradenin ve hayat amacının ne kadar önemli olduğunu anlatmaktadır. Ekin, “Komandolar, yoga, meditasyon (derin düşünme) gibi Uzakdoğu felsefelerini de bilirler. Bu felsefelerin sayesinde de artık “BEN” yok “BİZ” var düşüncesine sahiptirler. Ben bu yaşıma kadar yapmak istediğim her şeyi yaptım. Burada önemli olan omurilik felçlilerinin isminin duyulması ve bağış toplamaktı.”

Yani bir insan yardım için kendi canını bile ortaya koyabiliyor. Ölümle bile sonuçlanabilecek bu dalışı Ekin’in başarıyla tamamlamasının temelinde yatan tek şey inancın kuvvetidir.

Ben inancın başarıyı olumlu yönde etkilediğini düşünüyorum. Bu konuda söylenmiş güzel de bir söz var “İnanmak başarmanın yarısıdır; diğer yarısı da çalışmaktır” diye.

Namık Ekin’in gerçekleştirdiği rekorda da bu söz doğrulanıyor. Öncelikle bu rekoru kıracağına inanıyor ve sonra da çalışmalarını düzenli şekilde gerçekleştirerek yapmak istediğini yapıyor.


Bir tavşan önüne bir daktilo almış tak tuk tak tuk bir şeyler yazıyor.

Oradan geçen bir tilki:

Hey tavşan ne yazıyorsun?

Doktora tezimi yazıyorum.

Ha öyle mi, çok güzel ne hakkında?

Tavşanların tilkileri nasıl yedikleri hakkında.

Yok canım olur mu öyle şey hiç tavşanlar tilki yerler mi?

Olur canım gel istersen sana ispat edeyim.

Beraberce tavşanın yuvasına girerler biraz sonra tavşan tek başına çıkar ve yine daktilosunun başına geçer tak tuk bir şeyler yazmaya devam eder.

Daha sonra oradan geçen bir kurt tavşanı görür.

Hey tavşan ne yazıyorsun?

Doktora tezimi.

Ne hakkında?

Tavşanların kurtları yemesi hakkında.

Yayınlamayı düşünmüyorsun herhalde buna kim inanır.

Doğru olmaz mı gel istersen göstereyim.

Yine beraberce yuvaya girerler tavşan biraz sonra tek başına dışarı çıkar.

Tavşanın yuvasının içindeki manzara. Bir köşede tilkinin kemikleri, Bir köşede kurdun kemikleri. Diğer tarafta bir aslan kürdanla dişlerini temizliyor.

Buradaki gibi başarı için her yol mubah değil elbette. Ben gerek hızlı okuma eğitimlerinde olsun, gerek başka eğitim çalışmalarının ilk dersinde öğrencilerime şunları söylerim. Öncelikle kendinize dürüst olun.

Alacağınız eğitimler sizin hayatınızı değiştirecek eğitimler; ancak lütfen kendinize dürüst olun.


Dürüst, yurtsever, girişimci bireylerden oluşan bir toplum istiyorsak öncelikle biz büyükler olarak onlara örnek olmalıyız. Sizce de öyle değil mi?

Nasreddin Hoca'ya yapılan şakalar tükenip bitmez. Akşehir'liler yine bir gün Hoca'ya takılır ve sorarlar.

-- “Hocam senin evliyalar katında ulu bir kişi olduğun söylenir aslı var mıdır?”

Hoca’nın böyle bir iddiası elbette yoktur ama bir kere soruldu ya etrafındakilere güzel bir ders vermek ister.

- “Her halde öyle olmalı.” demiş.

Çevresindekiler ağacı yanına getirmesi isteyerek:

- “O zaman göster bakalım kerametini derler.”

Hoca:

- “Ey ulu çınar çabuk yanıma gel!..” der ama tabii ne gelen ağaç var ne giden.

Hoca biraz durduktan sonra kendisi ağacın yanına gider.

Halk,

- “Ne oldu Hoca ağacı getiremedin, kendin oraya gittin!” der ve gülerler,

Hoca:

-“Biz de kibir yoktur, ağaç yürümezse hoca yürür” der.

Yapmamız gereken de bu. İlla ki birilerine bir şeyleri ispatlamak zorunda değilsiniz.

Önemli olan bu hayata bir değer katabilmektir. Hayata kattığınız değeri siz bilin bu yeter. Bu bazıları için meşe palamudundan meşe fidanı yetiştirmektir; bazıları için de ilkokul öğrencilerine farklı bakış açıları kazandırmak için hikâyeler okumaktır.

Hayata katacağınız değeri siz belirlersiniz. Yeter ki hayata dokunmayı isteyin.

Yaşadığı şehirden bulunduğu ortamdan kısacası yaşantısından sıkılan bir adam cebindeki az miktar para ile yanına hiçbir şey almadan bulunduğu kenti terk edip daha önce hiç bilmediği bir ülkeye gitmiş.

Oraya henüz alışmaya çalışırken birden bir ses duymuş. Bir çığırtkan avazı çıktığı kadar meydanda bağırıyormuş:

- Tiyatro Gelin Kaçırmayın Bu akşam Tiyatro…

Adam hayatında hiç tiyatroya gitmemiş ve inanılmaz derecede merak etmiş. Biletin nereden alındığını öğrenmiş. Bilet fiyatı cebindeki tüm para kadar olmasına rağmen hiç tereddütsüz bileti almış. Başlamış merakla oyunu izlemeye.

Oyun bitmiş herkes dağılmış ve bizim meraklı öylece kalmış izlediği muhteşem oyun karşısında. O sırada temizlikçi tarafından salonu boşaltmak için ikaz almış.

Adamsa:
- Bana müdürünüzün yerini söyler misiniz? Onunla bir şey konuşmam gerek… demiş.
Seyrettiği oyunun etkisi ile müdür ile konuşmuş ve ne olursa olsun ne iş olursa olsun buranın bir parçası olmak için çalışmak istediğini belirtmiş. Müdür çok şanslı olduğunu şu sıralarda bir temizlikçi aradığını fakat önce onu denemesi gerektiğini ifade etmiş ve denemek üzere aylardır el değmemiş bir kütüphanenin temizliğini uygun bulmuş.

- İşte burayı temizle. Eğer beğenirsem seni işe alırım demiş ve gitmiş.

Tiyatro aşkının verdiği şevk ile temizlik beklenenden kısa sürede bitmiş. Müdür odayı görmeden adamın samimiyetine inanmamış. Onu diğerleri gibi işi savsaklayan biri sanmış. Fakat odanın temizliğini görünce hayretler içinde kalmış. Aylardır içeriye girilmeyen oda gıcır gıcır oluvermiş. Müdür bu çabuk ve becerikli adamı işe almaya karar vermiş.

- Tamam seni işe alıyorum

- Fakat benim yatacak yerim yok.

- O zaman burada yatarsın ve işe daha erken başlarsın.

İstediği olan tiyatro tutkunu huzurlu bir şekilde odayı terk ederken müdür.

- Adın neydi senin buraya yazalım… demiş.

Aldığı cevap ise;

- William Sheaksper… olmuş.

Bu hikâye hem insanı düşündürüyor hem de ilham veriyor.
Sheaksper tiyatro yaşantısına bu şekilde başlamış. Tam kırk (40) yaşında… Tiyatroyu o yıllarda tanımış ve büyük bir azimle o muhteşem oyunları yazmış. Üstelik büyük bir fedakârlık göstermiş mesleği için. Meslek hayatı boyunca sadece üç saat uyuyarak yaşamını sürdürmüş. Sabah erken kalkıp oyun provasını yapıyor oyununu oynuyor ve akşam yeniden oyun yazıyor… Bu böyle sürüp gitmiş.

Başarı öyle kolay gelen bir şey değildir.

Emek ister, çalışma ister.

Benim gördüğüm ise özellikle anne ve babalarda, çocuklarının hemen başarılı olmalarını istiyorlar.

Her anne baba, çocuklarının başarılı olmasını ister ancak dediğim gibi başarı emek ve çalışma istiyor.

Başarı için zorluklar karşısında yılmamak gerekiyor. Başarı ve inanç birbirinden ayrılmaz iki kardeş gibidir.

Bazen en umutsuz olduğunuz anlarda sizi hayat bağlayacak bir amacınız varsa, telaşlanmayın her gün güneş nasıl batıp yeniden doğuyorsa umutlarınız da doğacaktır.

Şarkılarını severek dinlediğim Candan Erçetin’in Elbette şarkısının sözlerini lütfen dikkatli okuyun ve içinizden melodisini mırıldanın.

Güneş her akşam batıp her gün doğuyorsa

Çiçekler solup solup tekrar açıyorsa

En derin yaralar kapanıyorsa

En büyük acılar unutuluyorsa

Neden korkulur hayatta söyleyin bana

Ben neden hep aynı kalayım söyleyin bana

Elbette bazen çiçek açıp bazen solacağım
Elbette daldan dala konup sonra uçacağım

Elbette bazen hızla dönüp bazen duracağım

Elbette bazen söyleyip bazen susacağım

İnanmadım asla inanamam

Her şeyin bir sonu olduğuna

Elbette bugün ağlıyorsam yarın güleceğim

Elbette önce çekip gidip sonra döneceğim

Hedefinizi ve amacınızı size hatırlatacak her unsurdan sonuna kadar yararlanın lütfen. Ve istediğiniz başarıya ulaştığınızda mutluluğunuzu, sevincinizi, coşkunuzu bütün sevdiklerinizle paylaşın.

Gerçekten yılmadan, inanarak ve emek harcayarak başarıya ulaşmış binlerce insan var tarih sayfalarında.

devamı... Sen Dünyaya Bir Armağansın kitabında.

1  2  3  4  5  6  7  8 9

Öğreten Öğretmen ile
AutoCAD Eğitim Videoları

İnşaat firmalarının reklamları kabul edilir.
Kaleseramik Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı
İltest Yapı Araştırma
Protest Yapı Araştırma ve Test Merkezi
Bursa Test
İzomet Web Sitesine gitmek için tıklayınız.
Potansiyel İnşaat Web Sitesine gitmek için tıklayınız.
Yalıtımla ilgili bilgi almak için tıklayınız.
Yalıtımla ilgili bilgi almak için tıklayınız.
Yalıtımla ilgili bilgi almak için tıklayınız.
Yalıtımla ilgili bilgi almak için tıklayınız.
Yalıtımla ilgili bilgi almak için tıklayınız. Yenı Levent İzo. Web sitesine gitmek için tıklayınız
Mobilyalarınız için hırdavat malzemeleri alacaksanız bize uğrayın.
Yalıtımla ilgili bilgi almak için tıklayınız.
AYIN ÖĞRENCİLERİ
BURSABURSA
GÜNÜN SÖZÜ

Bize Ulaşmak için 0(224)2464895-96 no'lu telefondan 226 dahili hattı ve insaatteknolojisi@bursainsaatteknolojisi.com mail adresini kullanabilirsiniz. 
Bursa Hürriyet Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi İnşaat Teknolojisi Alanına (Bölümüne) Aittir.
İnşaat Teknolojisi Web Takımı